Mucize Kursu’na 2010 yılında katıldım. Panik atak krizlerimiz tavan yaptığı, korkular ve öfkelerle dolu olduğum bir dönemdi. Kalp çarpıntıları ile kriz geçirmeye hazır, habire hastanelere koşan, hayattan umudu kesmiş biriydim.
Benim için dünya, oğlum ve eşimden oluşuyordu. Ama ne iyi bir anne ne de iyi bir eş olabiliyordum.
Kursta, “ bu hayattan ne istiyorum, ne olmaya geldim?” soruları belirdi kafamda. Cevapları da yaptığımız çalışmalarda geldi. Ben bu dünyaya mutlu olmaya gelmiştim sadece anne ve eş olmaya değil.
Mucize Kursu’nu takip eden süreçte panik atak krizlerim tamamen bitti. Hayatımdaki mutluluğun kaynağının ben olduğuna uyandım. Bambaşka bir hayat başladı benim için. Bu değişimi ve dönüşümü gördükten sonra da nefes koçu olmayı, nefesi herkese tanıtmayı misyon edindim.
Esra Altural
Hayatımı, Mucize Kursu’ndan önce ve sonra diye ikiye ayırıyorum. Kurstan önce sinirli ve yorgun olmakla kalmıyordum, sayarken bile yorulduğum bir sürü hastalıktan şikayetçiydim. Bel ve boyun fıtığı, siyatik, sırtımda sinir sıkışması, göğsümde fibrokist, kabızlık, adet düzensizliği, karaciğerde yağlanma… Bunca hastalık için aldığım ilaç yetmezmiş gibi bir de rahim duvarı kanseri olduğumu öğrendim. Tabi onun için doktorun verdiği ilacı da kullanmaya başladım.
İşte ilk kez o zaman kendime şu soruyu sorduğumu hatırlıyorum. “Bana neler oluyor? Ben kendime ne yapıyorum?”
Tüm hayatımı gözden geçirdim ve anladım ki kendim için değil başkaları için yaşamışım o güne kadar.
Çalışmaktan sıkıldım için attığım ilk adım, işi bırakmak oldu.
Kitap okumaya fırsat bulamazken, Nevşah’ın Nefes adlı kitabına başladım. Doktorada kontrole gidiyordum tabi. Ama ilacı aldığım sürece iyiydim bıraktığımda tekrar hastalanıyordum. Bu şekilde 6 ay sürdü eziyet. Nefesin kansere iyi geldiğini okumuştum; Doğum günü haftamda Mucize Hazırlık Kursu’na katıldım. İlk seansta fark ettiğim gibi çok az nefes alabiliyordum. Seansın sonunda içimde anlam veremediğim bir mutluluk ve huzur hali oluşmuştu. O gün mucize Kursuna gitmeye karar verdim.
Bu arada, ilacı bıraktığım zaman hastalığın nüksetmesi yüzünden doktorum ameliyat olmam gerektiğine karar vermişti. Operasyon günü de tam olarak mucize kursu haftasına denk geliyordu. Ameliyatı ertelettim elbette. Ve Mucize Kursu’na gittim.
Tek kelimeyle süperdi her seanstan biraz daha mutlu kalkmak ben de bağımlık yapmaya başlamıştı. En güzeli de kendi kendime seans yapmayı öğrenmiştim. Kurstan döndüm, ertesi gün rahminden parça alındı temizdi.
Doktorum şaşkınlıktan söyleyecek şey bulamazken ben koç olmaya ve nefesi herkese anlatmaya karar vermiştim. Oldum da.
Tüm bu anlattıklarımız üstünden üç yıl geçti. Yani bunca yıldır ameliyat olmadım, gerek görülmedi. Sağlıklıyım, sakin ve huzurluyum. Beni nefesimle tanıştırdığı için Nevsah Fidan KaraMehmet’e ne kadar teşekkür etsem azdır.
Aynur Eryüksel
Kendimi kısaca; hayatı debelenme ve zorluklarla boğuşarak geçirmiş, bir gün aniden nefese tanışıp dördüncü seans sonunda bambaşka bir yolculuğa adım atmış biri olarak ifade edebilirim.
Mucize Kursu’ndan önce sevgiyi hissetme konusunda sıkıntılarım vardı. Sürekli sevgi arayış içindeydim ama asla bulamıyordum. Kendi isteklerinden önce başkalarının isteklerini ve ihtiyaçlarını öncelik veren biriydim. Takıntılı, huzursuz... Bir türlü mutlu olamayan, durmadan bir şeyler arayan ama bunun ne olduğunu bilmeyen... Neden var olduğunu anlayamamış, hayatla bağı zayıf bir insandım.
Mucize Kursu sonunda ise bambaşka bir insandım.
Kendimi her anlamda tam ve bütün hissediyordum artık. Herkesi mutlu etmeye çalışan insan olmaktan çıkıp kendim olma, kendimi gerçekleştirme ve ifade etme yolunda çok büyük bir adım atmıştım. Uykularım düzene girmiş, insanlarla ilişkilerim düzelmişti. Hayatın anlamını, muhteşemliğini; en ilginci, basitliğini keşfetmiştim. Yaşadığım her şeyden sadece ve sadece benim sorumlu olduğumu kavradığım bir dönemdi. Farkındalığın çok üst seviyelere yükselmişti. En önemlisi zihnim susmuştu. Artık duyduğum iç sesim, özümdü. Bundan daha muhteşem bir şey yoktu, olmadığını biliyordum, hissediyordum. Kendime verdiğim sözü tutarak koçluk eğitimlerine katıldım ve profesyonel olarak nefes çalışmalarına başladım.
İnanın bana; gerçek kendinizi fark edeceğiniz, koşulsuz sevgiyi deneyimleyeceğiniz bir yol bu. Neşe, huzur ve güven dolu.
Ayşe Doğan
Bazen diyorlar ki: “Mucize Kursu ne işe yaradı, hayatında ne değişti? “Doğrusu, bana hiçbir şey değişmemiş gibi geliyor. Sanki ben hep böyleydim… Böyleymişim… Sonra Facebookdaki eski albümleri bakıyorum ve ilk dikkatimi çeken gözlerimin sönüklüğü oluyor. Evet yüzümde bir gülümseme var ama işte o kadar. Sadece poz vermek için gülmüşüm. “Bu resim nerede çekilmiş diye bakıyorum. Ya herkesi evime çağırmışım yada İnsanları sürükleyip bir yerlere götürmuşum. Sırf yalnız kalmamak için… Sırf evin duvarlarına bakıp, o duvarlar bana ne kadar hayal kırıklarıyla dolu bir hayatım olduğunu bana haykırmasın diye… Sırf o duvarlar yüzüme karşı “başaramadın sen“ demesin diye…
Ne kadar ilginç! Sanki başkasının hayatı gibi. Oysa tamamen bana ait. Mesela neredeyse her gün saat 12:35 gibi ensemde bir ağrı başlardı. Saat 14:00 olduğunda artık dayanılmaz hale gelirdi ve anladım ki tansiyonum yine 20 lerde seyrediyor. Ne içilen haplar fayda ederdi, ne de uyguladığım tedavi. Biraz dilaltı biraz serum… Ve dayak yemişçesine yorgun bir bedenle yola devam etme çabası…
Gerçekten o hayat benim miydi? O hastalıklar, o korkular bana mı aitti?
Şu anda çoğunu hatırlamıyorum bile. Eş dost hatırlatıyor bazen o zaman bile inanamıyorum kendime.
Sanki küçüklüğümde bana büyü yapılmış ve tüm hayatımı çirkin bezgin öfke dolu bir cadının bedeninde geçirmek zorunda kalmışım. Sonra birden o büyülü dokunuş gelmiş, yaşlı ve çirkin cadıya dokunmuş. Cadının derisi kara bedeni ortadan ikiye ayrılmış ve yıllardır içerde mahkûm kalan ben, yani güzeller güzeli prenses ışıklar saçarak yeniden dünyaya dönmüş. Ben yeniden hayata döndü. inanmıyor musun? Gözlerimin tam içine bak.
Bilgen Aslan
Güzel Sanatlar grafik ana sanat dalı mezunuyum. Yaklaşık 30 yıl boyunca reklamcılık yaptım. Bu süre içinde iyi paralar kazandım ama hayatım boyunca banka hesabımda 100 liram bile olmadı. Bunun sebebini nefes eğitimlerine katıldığımda anladım. Ben ailenin en küçüğüydüm. İki ablam ve bir abim var. Benim erkek olacağım beklentisi varmış hatta annem bana hamileyken adımı Can koymuş, doğduğumda değiştirmek zorunda kalmışlar. Erkek yerine kız olarak dünyaya gelmemin annem için büyük bir hayal kırıklığı olduğunu düşündüm her zaman. Öfkelenirdim buna. Biraz bundan biraz da ilgisini çekmek için sürekli onun istemediği şeyler yapardım. O istemiyor diye Voleybolcu oldum mesela o istemedi diye kürek çektim o istemedi diye güzel Sanatlar da okudum.
Mucize Kursu’nda öğrendiğim şey şuydu: Annenizin, size hamileyken düşündüğü ya da yaşadığı her şeyi sizde onunla birlikte yaşıyorsunuz ve hayatınız boyunca o duygulardan özgürleşemiyorsunuz istediğiniz kadar akıl yürütün, kendinizi mantığa davet edin, olmuyor.. Bunun bir tek çözümü var: Nefes. Hücrede kayıtlı olan duygu ve düşünceler, sadece Allah’ın bize verdiği nefeste pozitife dönüşür.
Senelerce“Annem beni sevmiyor“ düşüncesiyle öfke biriktirip annemin bana yaptıkları ile meşgul oldum. Bu yüzden kendi hayatım için atacağım adımları hiçbir zaman atamadım. Yıllarca akıntıya kürek çektiğimiz şimdi anlıyorum. Aldığım nefes eğitimleri ile bu duygulardan tamamen özgürleştim. Hayatım tam istediğim gibi artık. Kendi hayatımı kendi seçimlerimle yapıyorum çünkü. Güçlüyüm ve başarılıyım. Bunu hiçbir şey değiştiremez. Bu öyle bir konfor ki ancak yaşayarak anlayabiliyor insan.
Candan Yazıcı
İşkolik, kontrolcü, her şey mükemmel olması için kendini paralayan ve üstelik bundan gurur duyan, “böyle mutluyum ben” diye kendini avutan ve aslında mutsuz bir kadın… Tanıdık geldi mi nefesten önce ben böyle biriyim işte…
Annemin vefatı ile birlikte farkındalığım arttı deliler gibi spiritüel kitaplar okumaya başladım. O zamana kadar hiç önemsemediğim bir kelime, her kitapta karşıma çıkıyordu, Nefes.
Ne yapacağımı araştırdım ve bir yoga eğitmeninin bana tavsiye ettiği gibi “antenlerimi açık tutarak” 10 gün sonra kendimi Mucize’ye hazırlık Kursu’nda buldum. İki günün sonunda da Mucize Kursu’nda …
2010 yılının ağustosu özümü keşfetme yolculuğumun başlangıcı oldu. Kurstan bir ay sonra kocam kendi Kararıyla “bu neymiş böyle” deyip mucize hazırlık kursuna katıldı. Kızım arkadaşlarına para biriktirip kendi iyilikleri için annelerini bu kursa göndermelerini tavsiye etti. Kursa başlamadan önce hayal ettiğim her şeyi gerçekleşti. Takvimler 2011’i gösterirken, daha önce nasıl ayrılacağımı hayal bile edemediğim şirketten ayrıldım.
Daha doğrusu ortağım olan diğer aile böyle istedi. Kendi ailemi temsilen çekleri, senetlere imza attığım halde işimden ayrıldım. Babam, kardeşim, iş arkadaşlarım işten ayrıldığımda bunalıma gireceğimi, mutlaka çalışmam gerektiğini, hatta onlara söylemediğim bir B planı yaptığımdan emin olduklarını söylediler, ama yoktu. Bazılarına bu süreç zorlu ( mahkemeler , Maddi zorluklar vs) görünsede ben hala Allah’a şükrediyorum. Çünkü her şey yolunda. En sevdiğim cümle bu artık.
Allah’ın bana verdiği nefese, hayatımdaki mucizelerin farkına varmama, içimdeki neşeye, sevgiye, sonsuz güce...
Her şeye şükrediyorum.
Artık yoluma nefes koçu olarak devam ediyorum. Bendeki dönüşümü herkesin yaşayabilmesi için aracılık yapmaya niyet ettim benim ve herkesin hayrına…
Sevgi ve neşeyle..
İmer Uslu
Mucize Kursu’nu bana bir sene boyunca anlattılar ve ben bir sene dalga geçtim. Ancak onca şey duyduktan sonra bunun ne olduğunu merak eden eşim, Nevşah Fidan Karamehmet’in bir kitabını almış. Bir akşam eve geldim, bana kitabı okuduğunu söyledi, “Orada yazanların %10’u bile doğru olsa bize iyi gelir’’ dedi.
Eşim annesini kaybetti 2,5 ay olmuştu yaşama küsmüş vaziyetteydi. Sürekli ağlıyordu, evden dışarı çıkaramıyorduk. Bu acı olaydan 15 gün sonra da benim annem beyin kanaması geçirdi. Babam zaten yatağa bağımlıydı, parkinson hastasıydı benimde hayatım iki ev arasında geçiyordu tabi. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Sabahlara kadar uyuyamıyordum. Ağır depresyondaydım. Ama sıkıntımı ne eşime gösterebiliyordum ne de aileme… Onları sürekli rol yapıyordum. Eşim “hatırım için nefeste kampına gidelim” deyince kıramadım. Gerçekten çok zor durumdaydı “peki” dedim mecburen. Fakat hiç istemeden, inanmadan gittiğim o kurstan yeniden doğmuş olarak döndüm. İçimde, kelimelere dökemediğim bir yaşam enerjisi vardı. O güne kadar kesinlikle susmak bilmeyen ve geceleri beni uyutmayan zihnimdeki ses susmuştu. Aylardır gülmeyen eşim ise durup durup kahkahalar atıyordu.
Bu yeni halini çok sevmiştim açıkçası bunun sürmesi için eşim ve ben nefes koçu olmaya karar verdik. inanmazsınız belki, iki omzumda da temdon yırtığı vardı. En ufak bir ters hareketimde ağrırdı. Üç beş gün kas gevşeticiler ve ağrı kesiciler alır, hareket ettirmezsem ancak geçirirdim.
Sadece omuzlarım mı? 1,5 yıldır bir kez olsun başım bile ağrımadı şükürler olsun. Kısacası hayatım tamamen değişti. Artık çok daha sağlıklı huzurlu ve mutluyum.
Serhat Taşkın
İstanbul doğumluyum, 45 yaşındayım. İşletme mezunu olmam sebebiyle altı yıl otelcilik, altı yılda ilaç sektöründe çalıştım. Kendimi bulma, tam ve bütün olma yolunda bir çok kitap okudum, spor yaptım, seyahatlere gittim, ama her şey yolunda ve tam olduğunu hissedemedim bir türlü.
Çalıştım her işte bir süre sonra monotonluk başlıyordu. Bu duruma bir sıkıntı hali eşlik ediyordu. İçimde bir yerlerde “ait olduğum yerde değilim“ gibi bir eksiklik duygusu baş gösteriyordu. Bu da beni agresif yapıyor, eşim ve çocuklarımdan bile uzaklaştırıyordu. Bu mutsuzluğumda da sanki ailemi de payı varmış gibi kırıcı davranabiliyorum onlara. Oysa yaşadım tamamen benimle ilgili bir durumda ve bu gerçeği içimde bir yerlerde hissediyordum.
Arayışlarım sonucunda nefesi duydum, denemeye karar verdim. Tanıtımda, ilk andan itibaren kendime, yıllardır aradığım evimi bulmuşum gibi hissettim desem abartmış olmam. Mucize Kursu’nda yaptığımız, bana rüya gibi gelen çalışmalarda, geçmişten gelen o güne kadar taşıdığım ne kadar yük varsa birer birer dönüştüğünü, yerine tarifsiz mutluluk ve neşeye bıraktığını deneyimledim. Kurs bittiğinde koçluk eğitimlerine katılmaya karar vermiştim. Hiç ara vermeden bu eğitimleri de tamamladım. Aradığım tamlığı ve devamlı huzur halini nefesle birlikte yaşamıma kattım. Ben mutlu huzurlu ouncak kızım oğlum eşimde büyük değişimler yaşadı.Sanki sihirli değnek onlara dokunmuş gibi hepsi çok mutlu ve huzurlu artı. Bu bana inanılmaz geliyor ama gerçek.
Şu anda yaşam nefes Koçu olarak nefes çalışmaları katılıyorum; Başkalarının hayatına yaptığım katkılar bana müthiş bir mutluluk, huzur , tatmin duygusu veriyor. İnsanlara hizmet etmek, sahip olduğumuz ışığı yaymak yapılabilecek en güzel işlerden biri bence. Uzun zamandır eksikliğini duyduğum duyguları tekrar hissetmek harika.
Tek başıma karanlıkta el yordamıyla aradığım yolu daha önce keşfedip bana gösteren, bununla da Yetinmeyip bu müthiş hazineye tüm insanlıkla cömertçe paylaşan, başta Nevşah olmak üzere tüm nefese ekibine sonsuz teşekkürler.
Tülay Turhan
Bu sabah öyle bir ağlayarak uyandım ki anlatamam ama hepsi şükran gözyaşlarıydı. Babamı eskiden hep suclardım. Bana çok sevgisiz gibi gelirdi. Bu sabah kalktım ve o kadar şükrettim ki bundan daha iyi bir anne baba olamazdı. Şuan onu o kadar iyi anlıyorum ki asıl hayatını yönetici bilince adayan oymus ne ölümlere ne yasamdaki trajik şeylere hiç birine duygusal tepkiler vermedi hep bana verdiği tek öğüt aklını kullan kızım duygularınla hareket etme ve ben bunu hiç anlayamamıstım. Adam sadece saçmasapan vaahhh yavrummm canımmm gel seni bööğrüme basayım kafasında değildi. Ben şimdi tibeti öğreniyorum onun 20 yıl once tibetin gençlik pınarı kitabı vardı. Ve uygulardı.
Varlıgına o kadar şükrediyorum ki gerçekten ondan daha iyi baba olamazdı benim için. Ama bazen kendimi çok yalnız hissediodum dediği şey hep aklımdaydı aklını kullan ama nası yapacagımı bilmiodum sordugumda da ben senin yerine düşünemem kendi yolunu kendin bulmalısın işte böyle bi baba.
Kendi yolumu kendimin nasıl bulacağını öğretti. Akılsız ve dürtülerinle hareket etme lafı hep aklımda... şimdi onu anlıyorum benım ben olmamdaki en büyük destekçim ve Allahım bana yazdıgın bu kader için sonsuz teşekkürler buradaki mükemmelliği görebildim.
Ben gerçek sevgi ve şükran duygusunun ne demek oldugunu hiç bilmiyomusum Nevsah. Bunu görebilmemde destek oldugun için sana çok teşekkür ederim.